Fonetik alfabe (sesçil alfabe) temelde farklı dillerdeki sözcüklerin içerisindeki harflerin veya seslerin kodlanması amacıyla daha önceden belirlenmiş olan sözcüğün kullanılmasıdır. Örneğin: A: Alpha B: Bravo gibi. Fonetik alfabede amaç doğru telaffuzu sağlamak ve yazı çevrimi, kodlama gibi işlemlerde hataları yok etmektir. Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA) temelde Latin Alfabesi kullanılarak hazırlanmıştır. Bu şekilde bir kodlama alfabesinin uluslararası düzeyde hazırlanması ve kullanılması telaffuz hatalarının giderilmesini sağlamıştır. Bizi ilgilendiren kısmı ise bu alfabenin havacılıkta ve denizcilikte de kullanılıyor olması. Eğer Live ATC web sitesine girip pilot-kule arasında geçen konuşmaları dinlediyseniz bu kodlamaları sıkça duymuş olmalısınız. Havalimanı kodları, uçak tescil kodları vs. telsizden aktarılırken herhangi bir karışıklığa yer vermemek adına bu yöntemle kodlanarak söylenir. Örnek vermek gerekirse Türk Hava Yolları (THY); Tango-Hotel-Yankee şeklinde ...
Winglet meselesine geçmeden önce uçakların nasıl havalanabildiğine ve kanadın yapısına bakalım... Kanadın yapısına baktığımızda üst tarafın daha engebeli, alt tarafın ise düz bir yapıda olduğunu görürüz. İşte burada devreye "Bernoulli İlkesi" giriyor. Bu ilkeye göre; bir yüzeyden akan akışkanın hızı arttıkça yüzeyi etkileyen basınç azalmaktadır. Uçağın motorları yardımıyla ileri itilmesiyle birlikte kanadın ön tarafından çarpan hava, kanadın altından ve üstünden geçmek üzere ikiye ayrılır. Aynı anda kanadın yüzey alanına giren ve ikiye ayrılan bu hava yine aynı anda kanadın arka tarafından kanadı terk eder. Ancak burada daha engebeli bir yapıya sahip olan kanadın üst tarafından geçen hava daha uzun bir yol katettiği için daha hızlı olmak durumundadır. Böylece hızı artan hava kanat yüzeyi üzerindeki basıncı azaltır. Sonuç olarak kanadın alt ve üstünde meydana gelen basınç farkı sayesinde uçak havalanır. Wingletin (kıvrık kanat) görevi nedir? Yukarıda bahsettiğimi...
Merhaba blog :) Madem gökyüzünü bu kadar seviyoruz, merak ediyoruz o zaman blogumuzun ilk yazısında kendimizi çok bunaltmadan havacılık tarihine şöyle bir göz atalım. Leonardo da Vinci ile başlayalım... Leonardo da Vinci, 1452-1529 yılında yazdığı uçma mekanizmaları ile ilgili eserde insanların mekanik bir araç olmadan uçamayacağını ileri sürmüş ve kuşların uçuş hareketlerini incelemiştir. Bu incelemelerden hareketle kuşa benzeyen bir uçan makine tasarımı yapmıştır. Tasarımlarına bakılırsa bugünkü helikopter ve paraşüte benzeyen araçlar görülür. Gelelim balon çağına... Bir havadan hafif hava aracı olan balonların göklere yükselmesi ilk olarak Fransa topraklarında gerçekleşmiştir. Joseph ve Etienne Montgolfier kardeşler 5 Haziran 1783 tarihinde bezden dikilmiş ve kağıtla kaplanmış bir balonu uçurmayı başarmışlardır. Hatta 1500 metre kadar yükselmeyi başarmışlar. Sonra balon teknolojisi kendini geliştirmiş ve yolcu taşıma gibi girişimlerde bulunulmuş olsa da insanoğlu gö...